Yanlış Alarm: Panik Atak

Yanlış Alarm: Panik Atak
Bir sabah iş yerinde haftalık raporları kontrol ederken kalbinizin sıkıştığını hissettiniz. Bu sıkışma daha önce yaşamadığınız türden vücudunuza rahatsızlık vermeye başladı. Endişelenseniz de işinize odaklanmaya çalıştınız. Dakikalar ilerledikçe nabzınızın çok daha hızlı atmaya başladığını, nefesinizin sıklaştığını ve soğuk terler döktüğünüzü fark edip elinizdeki işleri bıraktınız. “Kalp krizi geçiriyorum.” diyerek mesai arkadaşlarınızdan yardım istediniz. Herkes endişeyle başınıza toplandı. Kimi gömleğinizin yakasını açarken kimi camı açtı, kimiyse su getirdi. Aralarından biri ambulansı aramıştı ki belirtiler şiddetlenirken ambulansın o rahatsız edici sesi duyuldu. Ardından hastaneye sevk edildiniz ve gerekli kontrol ve müdahale sağlanırken vücudunuzdaki belirtilerin de bir yandan hafiflediğini hissettiniz. “Herhalde küçük bir krizdi, kontrol altına aldılar.” diye düşünürken doktor yanınıza geldi ve şu cümleyi kurdu: “Geçmiş olsun, tıbbi bir durum yok. Panik atak geçirmişsiniz.”
Panik Bozukluk Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Panik bozukluk DSM-5’te yer alan bir kaygı bozukluğu türüdür. Kişi bedenindeki herhangi fiziksel bir değişime olumsuz bir anlam atfederek zihninde, gerçekte olmayan bir tehlike oluşturur. Bunu kontrol edilemez düzeyde aşağıda yer alan belirtilerle birlikte yaşar ve bu belirtiler ataklar halinde seyreder:
- Çarpıntı
- Terleme
- Titreme
- Solukta durma hissi
- Vücudun belli bölgelerinde uyuşma
- Vücudun belli bölgelerinde karıncalanma
- Sersemlik
- “Ölüyorum./Fenalaşıyorum.” düşüncesi
- “Kötü bir şeyler olacak.” düşüncesi
Panik atak belirtileri kalp krizi atağıyla benzer belirtiler gösterebilir. Bu durumda da zihin olumsuz otomatik düşünce üreterek bunu fenalaştığı şeklinde yorumlar. Bu atakların tekrarlayıcı bir şekilde devam etmesine panik bozukluk ismi verilir. Panik bozukluk, bir kaygı (Anksiyete) çeşididir, kişinin zihnindeki kaygılar bedenine yordanır ve belirtiler fiziksel olarak şiddetli şekilde yaşanır.
Anksiyete ve Panik Atağın Farkı Nedir?
Anksiyetede kişinin mevcut bir tehlike olmadığı halde tehlikeye karşı zihninde senaryolar oluşturduğunu görürüz. Örneğin ertesi gün sınavı olan bir öğrencinin “Ya sınavdan geçemezsem?” şeklinde düşünmesi kaygıdır. Yani anksiyetenin belirtileri daha çok bilişseldir. Kişi fiziksel belirtileri mide bulantısı, elde ayakta titreme gibi daha hafif düzeyde yaşar. Fakat panik bozuklukta bedensel belirtiler çok şiddetli şekilde görüldüğü için zihni de aynı zamanda ele geçirir.
Panik Bozukluğun Nedenleri Nelerdir?
Çevresel ve genetik birçok faktör kaygıların oluşmasında etkilidir.
- Ailedeki psikiyatrik geçmiş
- Stres
- Zorlu çalışma şartları
- Sigara, alkol ve madde kullanımı
- Fazla kafein tüketimi
- Kişinin mevcut komorbid rahatsızlıkları genel olarak nedenler arasında belirtilebilir.
Panik Bozukluk Nasıl Seyreder?
Panik bozukluk yanlış zamanda çalan yangın alarmı gibidir. Tehlike anında insan vücudu ‘Savaş ya da kaç’ mottosuyla hareket eder, bu insanın doğasında olan içgüdüsel bir durumdur. Tehlikeyle birlikte vücut sempatik sistemini devreye sokarak metabolizmayı yaşanan olumsuz deneyime karşı hazırlar. Fakat bu deneyimin gerçekçi olması önemlidir. Ağzından salyalar akıtan bir köpek size doğru hızla koşmaya başlasa vücudunuz korku tepkisi verir. O an vücudunuzdaki kan akışı ve güç ayaklarınıza yönelir, diliniz damağınız kurumuş bir şekilde köpekten koşarak uzaklaşmaya başlarsınız. Bu durum gayet olasıdır çünkü orada mevcut bir tehlike vardır. Panik bozukluğu da bunun tam tersi olarak düşünebiliriz. Kişi gerçek bir tehdit olmadığı halde vücudu sanki tehdit varmışçasına tepki verir. Doğru alarm çaldığında binayı tahliye edip yangından kurtulursunuz. Fakat yanlış çalan alarm sizi gereksiz bir tehdit algısı içine sokar, fiziksel ve bilişsel sisteminiz bu ‘Yanlış alarm’dan etkilenir. Binayı koşarak boşalttıktan sonra aslında yangın olmadığını öğrenirsiniz.
Panik ataklar genellikle 5-20 dakika aralığında sürer. Burada önemli nokta panik atağın aslında kendi seyrinde yavaşlayıp son bulacağıdır. Yazının başında örnek verdiğimiz kişi eğer hastaneye gitmeseydi de bu aralık süresince panik atağı muhtemelen son bulacaktı ve çalışmaya devam edecekti.
Panik Bozukluğun Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- Psikoterapi ve ihtiyaç halinde psikiyatri desteği alın.
Psikoterapide Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüyle kişinin ona rahatsızlık veren felaket senaryoları ve kısıtladığı davranışlar üzerine çalışılır. Kişinin panik atağı kontrol etmesi, atağın gelmesine neden olan faktörleri engellemesi hedeflenir. Orta ve ileri düzey panik bozukluklarda genellikle fizyolojik semptomları kontrol etmek adına psikiyatri takibi gerekir.
- Nefes egzersizleri yapın.
Diyafram nefesinin kontrollü bir şekilde egzersiz halinde alınıp verilmesi vücudun parasempatik sistemini devreye sokarak bedene sakinlik hissi verir.
- Şimdi ve burada çalışmaları yapın.
Bilinçli farkındalık olarak geçen anda kalma çalışmalarıyla kaygı kontrol altına alınabilir.
- Uykunuzu düzene sokun.
Uykunun vücuttaki sirkadyen ritmi sağlamak adına önemi büyüktür. Uyku hijyeninin sağlanması ve uyku saatlerinin düzenlenmesi gerekir.
- Sağlıklı beslenin.
Sağlıklı ve düzenli beslenin. Şekerli ve paketli gıda alımını azaltın. Öğün atlamayın.
- Spor yapın.
Egzersiz vücuttaki endorfini ve dopamini yükseltir, psikolojik iyi oluşa katkı sağlar. Düzenli egzersiz atakların ortaya çıkmasını engelleyecektir.
- Alkol ve sigara kullanımını gözden geçirin.
Bağımlılık nesnesi maddelerden vücudun uzaklaşması kaygıların ve atakların azalmasına yardımcı olur.
- Kafein alımınızı kısıtlayın.
Kafein uyarıcı bir içeriğe sahip olduğundan fazla tüketimi panik atağı tetikler. Küçük porsiyonlarda 1-2 bardak kahve tüketimi aşılmamalıdır.
Uzman Klinik Psikolog Büşra Ay